2 Aralık 2012 Pazar

Yoğurtlu Mantı Çorbası

Herkese merhaba...
 
Blogumu oldukça ihmal ediyorum farkındayım ama biliyorsunuz işte kızım :) Kendileri neredeyse 4 aylık oldular, artık hayatımız düzene girdi diyebilirim. Ama yine de, tabi ki çok zamanımı alıyor ve geceleri o uyuyunca benimde pilim artık bitmiş oluyor. Bir süre daha blogumu ihmal edeceğim yani :)
 
Bu günkü tarifim hem mantı hem de çorba sevenler için. Gerçekten çok lezzetli oluyor...
 
 
Malzemeler
 
Mantı için;
1 yumurta
Tuz
Aldığı kadar un
150-200 gr kıyma
1 küçük soğan
 
Çorba için;
2,5 lt su
1 ceviz büyüklüğünde kıyma
Tuz
Karabiber
 
Terbiyesi için;
2 su bardağı yoğurt
2 yemek kaşığı un
1 yumurta sarısı
 
Üzeri için;
Tereyağı
Nane
Kırmızı toz biber
 
Öncelikle mantıları hazırlamak için bir karıştırma kabına yumurtayı, yarım tatlı kaşığı tuzu ve aldığı kadar unu koyup, hamur yapıyoruz. Hamurumuz biraz dinlenirken mantının içini hazırlamak için soğanı çok küçük küpler halinde kesip kıyma ve birazda tuz ile karıştırıyoruz.
 
Hamurumuz dinlenince açıp, yaklaşık 1- 1,5 cm kenarları olan kareler halinde kesiyoruz. Mantıların çok büyük olmamasına dikkat edin, çünkü çorbada büyük olunca hoş olmayabiliyor. Kestiğimiz hamurlar kurumadan içlerine etimizi koyup bohça şeklinde kapatıyoruz. Hepsini bitirince pişirme kağıdı serilmiş bir tepsiye dizip önceden 180 derecede ısıtılmış fırında hafif kızarana kadar pişiriyoruz. Fırınlamamızın amacı çorbanın içinde gereğinden fazla yumuşamamaları.
 
 
Bu sırada ceviz büyüklüğündeki kıymamızı biraz tuz ve karabiber ile yoğurup çok minik toplar yapıyoruz. Daha sonra bu topları tavada biraz yağ ile pişiriyoruz.
 
 
Çorbamızı hazırlamak için tencereye 2,5 lt suyumuzu ve birazda tuz koyup kaynamaya bırakıyoruz. Suyumuz kaynayınca içine mantılarımızı atıp yumuşayana kadar pişiriyoruz.
 
Mantılar pişerken diğer bir tarafta yumurta sarısı, yoğurt ve unu homojen bir şekilde karıştırıp hazırlıyoruz. Mantımız pişince içine minik top köftelerimizi de atıyoruz.
 
Terbiyemizi mantıya eklemeden önce mantının suyundan 2 kepçe kadar terbiyeye koyup, ılımasını sağlıyoruz. Ilıyan terbiyemizi çorbamıza dökerken bir taraftan da karıştırıyoruz.
 
Son olarak bir tavada erittiğimiz tereyağının içine nane ve kırmızı toz biber ekliyoruz ve bu karışımı da çorbamızın üzerine döküyoruz.
 
Biraz zahmetli olsa da nefis olan bu çorbayı denemenizi umarım.
 
 
Afiyetle....
 
 

10 Kasım 2012 Cumartesi

Profiterol

 
Herkese merhaba...
 
 
Sonunda kızımdan fırsat bulup bloguma giriş yapıyorum. Tabi büyük konuşmamak lazım tarifin sonuna kadar ağlamazsa diyelim :)))
 
Yarın 3. ayımız bitiyor. Nasıl geçiyor zaman anlamıyorum. Artık hayat yavaş yavaş rutinine oturmaya da başladı, tarifler birikmeye de. Ama gelin görün ki yazacak zaman bulamıyorum. Kızım bütün gün tepemde, o uyuyunca da benim de pilim bitmiş oluyor :))
 
Bü gün ki tarife gelirsek çikolata sevenler için birebir.
 
 
Malzemeler
 
Hamuru için;
3,5 çay bardağı (350ml) su
Yarim çay kaşığı tuz
3 çorba kaşığı (60gr) margarin
1,5 su bardağı (180 gr) un
4 orta boy yumurta
 
Kreması için;
500 ml süt
2 paket Dr. Oetker Dolgu kreması
 
Üzeri İçin;
500 ml su
2 paket Dr. Oetker Çikolata sos
 
Hamurunu yapmak için bir tencereye su, tuz ve margarini koyup kaynatıyoruz. Karışım kaynamaya başlayınca unumuzu eleyerek ilave edip 2 dk boyunca karıştırarak pişiriyoruz. Daha sonra hamuru ocaktan alıp soğutuyoruz. Hamurumuz oda sıcaklığına gelince yumurtaları teker teker kırarak karıştırıyor ve hamura yediriyoruz.
 
Hazır olan hamurumuzu pişirme kağıdı serilmiş fırın tepsimize bir kaşık yardımıyla top top parçalar halinde koyuyoruz. Kaşığı her seferinde ıslatırsanız hamurun yapışmadan kolayca koyulmasını sağlayacaktır. Tüm bezeleri hazırladıktan sonra önceden 180 derecede ısıtılmış fırında 30 dakika pişirdikten sonra fırının ısısını 160 dereceye düşürüp 45 dakika daha pişiriyoruz.
 
Bezelerimiz pişince yatay olarak ikiye kesip aralarına 500 ml süt ve 2 paker dolgu kreması ile hazırladığımız karışımdan sürüp servis tabağına diziyoruz. Bu işlemi yaparken bezeler size sert olmuş gibi gelebilir ama merak etmeyin sosu dökünce tam kıvamına geliyor.
 
Çikolata sosu hazırlamak için bir tencereye 2 paket çikolata sosu tozunu ve 500 ml su koyup kaynayana kadar karıştırıyoruz. Paketin üzerindeki tarifte her paket için 500 ml süt yazar. Ama ben kıvamın koyu olması iyin yarım ölçü sıvı kullanıyorum. Ayrıca renginin parlak olması için de süt yerine su tercih ediyorum.
 
Son olarak çikolata sosumuzu da bezelerimizin üzerine döküp, buz dolabında soğutuyoruz. Gerçekten nefis bir tat!
 
Afiyetle...




20 Ekim 2012 Cumartesi

Peynirli Kuş Yuvası Böreği

Herkese merhaba,
 
Bu gün sizlere nefis bir tarifim var. Bu böreğin şekli de, lezzeti de çok farklı. Yerken çıtır kenarları nefis oluyor. Mutlaka denemenizi öneririm.
 
 
Malzemeler (12 adet için)
 
3 adet yufka
1/2 kg beyaz peynir
Maydanoz
1 yumurta sarısı
1 kahve fincanı zeytinyağı
1 çay bardağı su
1 çay bardağı sıvı yağ
 
Öncelikle bir kapta böreğimizin içini hazırlıyoruz. Bunun için ısınınca akmayan bir beyaz peynir seçmeniz önemli. Peyniri çatal yardımıyla eziyoruz ve içine kıyılmış maydanozları ekleyip karıştırıyoruz.
 
Yufkamızın bir tanesini tezgaha serip su ve sıvı yağ karışımı ile hafifçe ıslatıyoruz. Daha sonra ikiye katlayıp yarım daire şeklini elde ediyoruz. Bu yarım daireyi de dört eşit üçgen parçaya kesiyoruz.
 
Üçgenin geniş tarafı bize bakacak şekilde tezgaha koyup, boş olarak resimdeki yere kadar sarıyoruz. Daha sonra iki ucu içe doğru çevirip, uçta kalan parçayı da içine katlıyoruz. Gerekirse hafifçe su ile ıslatarak yapışmasını sağlayabilirsiniz. Böylece çanak şeklinde kuş yuvalarımızı hazırlıyoruz.
 
 
Bütün parçaları aynı şekilde hazırlayıp pişirme kağıdı serilmiş fırın tepsisine diziyoruz. Kenarlarına yumurta sarısı ve zeytinyağı karışımı sürüyoruz. Son olarak da peynirli harcımızı içlerine dolduruyoruz.
 
Önceden 180 derecede ısıtılmış fırında kızarana kadar pişiriyoruz.
 
Afiyetle...
 
 

7 Ekim 2012 Pazar

Lohusa Şerbeti

Herkese merhaba...
 
Günler ve geceler nasıl geçiyor bilmiyorum :) Neredeyse 2 aylık oldu kızım, bende tempoya baya alıştım. Ama yine de her şeye hala yetişemiyorum. Blogum için yeni yemekler hazırlamayı bir kenara bırakın ev ahalisini açlıkla terbiye ediyorum bile diyebilirim :)) Nerede basit ve hızlı yemekler var onu yapıyorum. Deep-freeze'i bulandan Allah razı olsun :)))
 
Doğum olan evlerin vaz geçilmezi lohusa şerbeti tarifi var bugün. Bu şerbet lohusalık zamanı boyunca evden eksik olmaz ve gelen misafirlere ikram edilir. Ama aslında annenin içmesi çok daha önemli. Lohusa şekerinin içinde bulunan maddeler hem annenin daha hızlı iyileşmesini, hemde sütünün artmasını sağlıyormuş.
 
 
Malzemeler
 
4 lt su
1/2 kg lohusa şekeri (aktarlarda bulabilirsiniz)
6-7 adet karanfil
2 adet çubuk tarçın
4-5 adet tane yeni bahar
1 adet çubuk zerdeçal
 
Öncelikle şunu belirteyim internetteki çoğu tarifde içine şeker de koyuyorlar. Ben ilk sefer şeker koyarak yaptım ve çok tatlı oldu, içemedik. Daha sonraları şekersiz yaptım ve bence tam tadında oldu. Lohusa şekeri zaten çok tatlı bir şey.
 
Şerbeti yapmak için su ve lohusa şekerini tencereye koyup, kaynatıyoruz. Kaynadıktan sonra tüm baharatları da temiz bir tülbente sarıp içine atıyoruz. 20 dakika kaynadıktan sonra baharatları içinden çıkarıp soğumaya bırakıyoruz.
 
İster sıcak, ister soğuk servis yapabilirsiniz.
 
Afiyetle...
 


27 Ağustos 2012 Pazartesi

Kızıma Kavuştum!

Herkese merhaba...
 
Uzun bir ara oldu ve bir süre daha devam edeceğe benziyor. Ama sebebini sizde biliyorsunuz, biricik kızım :)
 
11 Ağustos gece 03:00' de başlayan sancılarım sonucu saat 13:25'de kızım dünyaya geldi çok şükür. Doğum biraz sıkıntılı oldu aslında. Normal başlayan doğumum, kızımın kalp atışlarında zayıflama olduğu için sezaryenle son buldu. Çok şükür kızımın sağlığında bir sorun yok, bende iyileşmeye devam ediyorum.
 
Kızımı sorarsanız aynı babası, bana hiç benzemiyor :) Huylarıysa dayısına çekmiş. Çok inatçı, biraz da asabi. Daha kaç günlük çocuk demeyin, hepimizi asker etti başında. Uyumayı günah sayıyor sanki. Esnemekten ağzı yırtılıyor, gözleri kapanıyor ama nasıl direniyor anlatamam :)) Anlayacağınız biraz cadı kızım, büyüyünce işimiz var :)))
 
Bana iyi dileklerini yollayan, dualarını esirgemeyen herkese çok çok teşekkür ederim. Bu aralar blogumla ilgilenmek bir yana, hiç bir şey için zamanım yok maalesef. Biraz daha zamana ihtiyacımız var kızımla, düzenimiz oturup, dünyaya alışana kadar...
 
Hepinize sevgiler....

20 Temmuz 2012 Cuma

Tariflere Ara, Çünkü Bebeğim Geliyor :)

Herkese merhaba...

Öncelikle hepinizin Ramazan ayını huzur ve afiyet içinde sevdiklerinizle geçirmenizi dilerim.

Bu gün tarif yok! Aslında bir süre de olmayacak. Çünkü bloguma bir süre ara vermek durumundayım.

Ara vermemin sebebi aslında çok çok güzel bir şey. 8,5 aydır içimde büyüttüğüm ve artık kucağıma almama çok az bir zaman kaldığı biricik kızım!

Evet, ailemize yeni biri katılıyor ve ben bunu sizlere daha önce anlatmadım. İlk öğrendiğimde büyüklerimiz aman kimseye söyleme nazar değer dedi, sonradan da yazmak nasip olmadı işte :)

Sizlerden isteğim bu mübarek günlerde benim ve kızım için dua edin. Canımın içindeki canım bebeğimi sağlıkla kucağıma almayı, kolay bir doğum yapmayı nasip etsin inşallah Allahım. İyi dileklerinize ve dualarınıza şu an çok ihtiyacım var. Malum zaman yaklaşıyor, içimdeki heyecan her geçen gün çığ gibi büyüyor.

Anne olanlar şu an halimi tahmin ediyorlardır eminim. Karnı burnunda olan ben sıcaklarla başım dertte. Bu haldeyken değil yeni yemekler pişirmek, yemek yemeye bile halim olmuyor. İşte bu yüzden bloguma içim cız ede ede ara vermeye karar verdim.
Doğuma az bir zaman kaldı, sonrasında kızımla birbirimize alışana kadar da bir süre sanırım bir şeyler paylaşamam. Gerçi benim sağım solum belli olmaz belki arada dayanamaz giriş yaparım :) Ama siz yine de beni unutmayın, bırakıp gitmeyin. Bu aranın bir sonu mutlaka olacak!

Döndüğümde yoklama yapacağım ona göre :)))

Sonsuz sevgilerle...

17 Temmuz 2012 Salı

Kuru Meyveli Şerbetli Pasta

Herkese merhaba..

Bugün sizlere bol kalorili bir tatlım var :) Farklı bir şeyler denemek isteyenlere birebir!


Malzemeler

1 adet hazır pandispanyanın yarısı
İstediğiniz kuru meyveler (kuru kayısı, kuru incir, kuru üzüm)
Kuru yemiş (ceviz, fındık, fıstık)

Muhallebisi için;
4 su bardağı süt
4 yemek kaşığı şeker
2 yemek kaşığı buğday nişastası
2 yemek kaşığı un
1 yemek kaşığı tereyağı

Karamel Şerbeti için;
1 çay bardağı şeker
1 çay bardağı su
1 tatlı kaşığı limon suyu

Öncelikle karamel şerbetini hazırlıyoruz. Bunun için şekeri bir tavaya koyup karamelize ediyoruz. Karamelimiz hazır olunca üzerine su ve limonu ekliyoruz.

Muhallebisi için tereyağı hariç tüm malzemeyi bir tencerede karıştırarak pişiriyoruz. Muhallebi hazır olunca içine tereyağını koyup mikserle çırpıyoruz.

Kekin çapına uygun bir kalıba önce istediğimiz kuru yemişleri seriyoruz. Daha sonra kullanmak istediğimiz kuru meyveleri küp küp doğrayıp karamel şerbetine sokup çıkarıyoruz, bekletmiyoruz. Şerbete buladığımız meyvelerimizi de kuru yemişlerin üzerine yayıyoruz.

Daha sonra hazırladığımız muhallebiyi sıcak sıcak kuru yemiş ve kuru meyvelerin üzerine döküyoruz. Muhallebinin üzerine de hazır pandispanyanın yarısını kesip koyuyor ve biraz bastırıyoruz. Keki 5-6 yerinden kürdanla delip,şerbetimizi yedirerek döküyoruz.

Buzdolabında en az 5-6 saat bekledikten sonra ters çevirip servis yapıyoruz.

Bu pastanın taze meyvelerle de güzel olabileceğini düşünüyorum ama henüz denemedim :)

Afiyetle...







12 Temmuz 2012 Perşembe

İrmikli Toplar

Herkese merhaba...

Bugün sizlere bir arkadaşımın bana gelirken yapıp getirdiği ve daha sonra da benim denediğim bir tatlının tarifini vereceğim. Yaz ayları için gerçekten çok uygun, çok hafif bir tatlı.


Malzemeler
3 su bardağı süt
1 su bardağı toz şeker
1 su bardağı irmik
1 tatlı kaşığı margarin
1 paket kremşanti
Hindistan cevizi

Süt, şeker ve irmiği bir tencereye koyup devamlı karıştırarak pişiriyoruz. Kaynadıktan sonra altını kapatıp içine margarinimizi ekliyoruz.

Karışımımızı bu şekilde oda sıcaklığına gelene kadar soğutuyoruz. Bu noktada önemli olan buzdolabına koymamak. Çünkü soğudukça oldukça sertleşiyor ve sonraki işlemler zorlaşıyor, özellikle buz dolabına konulunca!

Soğuyan tatlımızın içine kremşantimizi döküp önce çatal yardımıyla yediriyoruz. Daha sonra da mikserle çırpıp homojen bir karışım elde ediyoruz.

Top şeklini vermeden önce bir kaba bol miktarda hindistan cevizi döküp hazırlıyoruz. Karışımın ele yapışan bir yapısı olduğu için, karışımdan bir tatlı kaşığı ile parçalar alıp bir başka tatlı kaşığı yardımıyla gelişigüzel bir şekil veriyoruz. Daha sonra bu parçayı hindistan cevizine bulayıp elimizle toplar yapıyoruz.

Dilerseniz içine fındık da koyabilirsiniz. Yada hindistan cevizi yerine kıyılmış badem, fıstık, ceviz gibi tatlara da bulayabilirsiniz.

Afiyetle...

6 Temmuz 2012 Cuma

Portakallı Kalbura Bastı

Herkese merhaba...

Bu gün sizlere mis kokulu bir tatlım var. Portakal aromasını tatlının içinde seven herkese tavsiye ederim.
Malzemeler (yaklaşık 40 adet)

Hamuru için;
1 su bardağı portakal suyu
1 su bardağı sıvı yağ
1 portakal kabuğu rendesi
Yarım su bardağı pudra şekeri
Yarım su bardağı irmik
2 tepeleme çay kaşığı kabartma tozu
2 tepeleme çay kaşığı vanilya
1 çay kaşığı tarçın
Yarım çay kaşığı tuz
Aldığı kadar un

Şerbeti için;
2,5 su bardağı su
2,5 su bardağı şeker
Yarım limon suyu
1 adet kabuk tarçın
2 adet karanfil

Hamur için olan tüm malzemeyi un hariç bir karıştırma kabına koyup iyice karıştırıyoruz. Daha sonra unu eleyerek ekliyoruz. Hazır olan hamurumuzdan ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp elimizde yuvarlayarak mekik şekli veriyoruz. Pişirme kağıdı serdiğimiz tepsiye tatlılarımızı diziyoruz. Hepsi bittikten sonra bir çatal ile üzerlerine hafifçe bastırıp şeklini çıkarıyoruz. Dilerseniz bunun yerine elinizde yuvarladıktan sonra bir süzgece bastırarak da şekil çıkartabilirsiniz.

Hazır olan tatlılarımızı 180 derecede önceden ısıtılmış fırında iyice kızarana kadar yaklaşık 25-30 dakika pişiriyoruz.

Bu sırada bir tencereye şerbet malzemelerimizi koyup kaynatıyoruz.

Pişen tatlılarımızı fırından çıkarıp 5 dakika bekledikten sonra sıcak şerbetimizi üzerine döküyoruz.

Afiyetle...

28 Haziran 2012 Perşembe

Erişte

Herkese merhaba...

Bazen düşünüyorum da acaba biz bu dünyaya yemeye mi geldik :)) Yaz geldi mi bir telaş kışlık hazırlık yapmaya başlıyoruz. Yok değil aslında, artık yaz kış herşey var ama seviyoruz sanırım biz bu işi :) Hem her şey mevsiminde daha sağlıklı. Şimdi biliyorum buzluklar dolmaya başladı hepinizin :) Eeee eriştemizi de keselim kışa hazır olsun, öyle değil mi :)))

Ben açtım, kayınvalidem kesti.. Ortaya sağlıklı, temiz, içinde ne olduğunu bildiğimiz, gönül rahatlığıyla yiyeceğimiz erişteler çıktı. Bir gün boyunca uğraşıp, yoruluyor insan belki ama inanın değer!


Malzemeleri vermeden önce şunu söylemeliyim, herkesin ne kadar undan yapacağı farklı olabilir diye ben 1 kg una göre ölçü veriyorum. Tabiki 1 kg undan yaparsanız az olabilir. Eğer biz erişteyi çok sever bol bol yeriz, hatta annemlere, kardeşime falan da veririm diyorsanız 5 kg undan yapabilirsiniz. O zaman bol bol olacaktır. Ölçü işi size kalmış, ilk kez yapıyorsanız az yapıp deneyebilir, daha sonra tekrar yapabilirsiniz.

Malzemeler

1 kg un
6 adet yumurta
1 su bardağı su
1 yemek kaşığ tuz

Öncelikle yumurta su ve tuzu karıştırıyoruz. Daha sonra içine un ekleyerek sert bir hamur elde ediyoruz. Kullandığınız unun markasına göre 1kg'dan biraz daha az veya çok koymanız gerekebilir. Önemli olan hamurunuzun sert olması.

İyice yoğurarak hazırladığımız hamuru biraz dinlendirip bezelere ayırıyoruz. Bezelere ayrılımış haldeyken üzerlerini nemli bir bezle örtüp biraz daha dinlendiriyoruz.

Dinlenen hamurumuzu yaklaşık 3mm kalınlığında açıyoruz. Daha sonra eriştenin boyuna uygun şekilde hamurdan uzun parçalar kesiyoruz. Son olarak bu parçaları 2-3 tanesini üst üste koyup ince ince keserek eriştelerimizi hazırlıyoruz.


Kestiğimiz erişteleri bekletmeden temiz bir örtünün üzerine yayıyoruz. Arada sırada karıştırarak 1 hafta - 10 gün serili kalıp kurumaları gerekiyor. Bu süre sonunda eriştelerimizi hava alacak bir bez torbaya veya sepet gibi bir kabın içine bir örtüyle koyup saklayabiliriz.

Ayrıca şunuda söylemeliyim ki eriştelerinizi ya sermeden önce yada kuruduktan sonra eleyerek üzerlerindeki fazla unu da atmalısınız.

Son olarak tuz konusunda bir uyarım olacak. Bazı tariflerde tuzsuz erişte yapılabiliyor. Ancak eriştenizin daha dayanıklı olması ve böceklenmemesi için içine tuz koymanızı öneriyorum. Gerekirse pişirirken tuz ilave etmezsiniz.

Afiyetle...



25 Haziran 2012 Pazartesi

Mayasız Poğaça

Herkese merhaba...

Bir haftalık kısa ama dinlendirici tatilden sonra Ankara'nın kuru sıcağına döndüm :) Bu gün sizlere yola giderken hazırladığım mayasız poğaçanın tarifini vermek istiyorum. Havaların sıcak olması sebebiyle daha dayanıklı, kolay bozulmayan bu tarifi beğenmenizi umarım.


Malzemeler

125 gr oda sıcaklığında margarin
1 kahve fincanı yoğurt
1 kahve fincanı sıvı yağ
1 paket kabartma tozu
1 yumurta (beyazı hamuruna, sarısı üzerine)
4 kepçe kadar un
Tuz

İçi için istediğiniz malzemeyi kullanabilirsiniz.

Yumurta sarısı hariç tüm malzemeyi yoğurarak hamur elde ediyoruz. Hamurdan parçalar koparıp elimizde yuvarlıyor ve avucumuzun içine acıyoruz. İçine istediğiniz malzemeyi koyabilirsiniz. Ben biraz peynirli, biraz da zeytinli yapmıştım.

Daha sonra hamuru kapatıp elimizde yuvarlıyoruz. Pişirme kağıdı serdiğimiz tepsiye dizip, üzerlerine yumurta sarısı ve biraz zeytinyağı karışımından sürüyoruz. Dilerseniz üstlerine susam veya çörek otu da serpebilirsiniz.

Önceden 180 derecede ısıtılmış fırında pişiriyoruz.

Afiyetle...

13 Haziran 2012 Çarşamba

Rulo Jambon

Herkese merhaba...

Bu gün sizlere pratik bir mezem var. Yapması gerçekten çok kolay. Masanızda değişik bir çeşit daha olsun isterseniz denemenizi öneririm.


Malzemeler

150 gr ince dilimlenmiş jambon
80 gr rendelenmiş kaşar peyniri
2 adet katı haşlanmış yumurta
2 diş dövülmüş sarımsak
İnce kıyılmış dereotu ve maydanoz
Mayonez

Öncelikle katı olarak haşlanmış yumurtanın sarısını ve beyazını ayırıp, ikisini de ayrı ayrı rendeleyin.

Bir kapta kaşar peyniri, yumurtanın beyazı, dereotu, maydanoz ve mayonezi karıştırın. Bir dilim jambonu tezgaha serip içine karışımdan koyun ve rulo yapın.


Diğer bir tarafta bir kaba biraz mayonez koyun. Hazırladığınız ruloların her iki ucunu da önce mayoneze sonra da rendelenmiş yumurta sarısına batırarak süsleyin.

İşte hepsi bu kadar :)

Afiyetle...



8 Haziran 2012 Cuma

Krep Sarma

Herkese merhaba...

Öncelikle bugün karne alan tüm çocukları tebrik ediyor ve güzel bir tatil diliyorum :)

Bu gün sizlere masanızda çok şık duracağını tahmin ettiğim bir tarifim var. Aslında yapımı oldukça kolay ama görüntüsünden dolayı oldukça beğeni topluyor :)


Malzemeler

Krep için;
250 ml süt
125 gr un
1 yumurta
Yarım çay kaşığı karbonat
1 silme tatlı kaşığı şeker
1 çay kaşığı tuz

Pişirmek için sıvı yağ

İçi için;
Marul
200 gr ton balığı
200 gr konserve mısır

Krep malzemelerini iyice karıştırıyoruz. Ağzından ince akıtabileceğimiz bir kaba koyuyoruz. Bunun için küçük bir su şişesini kapağını delerek kullanabilirsiniz.

Tavamızı ısıtıp biraz yağ koyduktan sonra krebimizi önce dış çevresini sonra da içinin kare kare deliklerini oluşturacak şekilde karışımımızı döküyoruz. Alt tarafı pişince çevirip diğer tarafını da pişiriyoruz. Kreplerimizi bu şekilde hazırlıyoruz.


Hazır olan kreplerimizin içine yıkayıp kuruladığımız marulu seriyoruz. Eğer marul yaprağı büyük gelirse kenarlarından koparın. Diğer bir tarafta ton balığı be mısırı karıştırıyoruz. Karışımdan 1,5-2 yemek kaşığı kadarını resimdeki gibi marulun ortasın koyuyoruz.


Daha sonra dört bir tarafından kıvırarak karlayıp servis tabağına alıyoruz. Görüntüsü ve lezzetiyle beğeneceğinizi umduğum bu tarifi denemenizi isterim :)

Afiyetle...

5 Haziran 2012 Salı

Hindistan Cevizli Mini Top Dondurma

Herkese merhaba...

Yaz geldi, yazlık atıştırmalar da başladı :) Bu gün sizlere yapması kolay, yemesi lezzetli minik dondurma toplarım var...


Malzemeler

1 paket bitter çikolatalı puding
2 su bardağı süt
1 paket petit beurre bisküvi
Hindistan cevizi

Pudingimizi 2 su bardağı süt ile pişiriyoruz. Hazır olan pudingimiz ılıyınca içine bisküvilerimizi kırıp karıştırıyoruz.

Karışım soğuyunca elimizi ıslatarak minik toplar yapıyoruz. Bu sırada hindistan cevizini de bir tabağa döküyoruz. Hazırladığımız topları hindistan cevizine bulayıp bir tepsiye yerleştiriyoruz.

Hazırladığımız hindistan cevizli toplarımızı buzluğa koyup donmalarını bekliyoruz.

Kahvenin yanında yada bir bardak süt ile çok lezzetli bu minik atıştırmalıkları denemenizi tavsiye ederim.

Afiyetle...

1 Haziran 2012 Cuma

Grechka Pilavı

Herkese merhaba...

Bu gün sizlere Türk mutfağında pek bulunmayan ama artık günümüzde büyük marketlere satılmaya başlayan grechka tarifi vereceğim.


Grechka ne diye soracak olursanız Türkiye'de kara buğday adıyla satılan ancak buğdayla yakından uzaktan alakası olmayan bir yiyecektir :) Gerchkanın en önemli özelliği son zamanlarda adını sıkça duyduğumuz gluten maddesi içermediği için çölyak hastaları tarafından da rahatça tüketilebilir olmasıdır. Grechkanın tadı ise bulgura oldukça benziyor. Gelelim pilavımıza...


Malzemeler

1,5 su bardağı grechka
3 su bardağı su
200-250 gr kuşbaşı et
1 adet soğan
Yarım demet maydanoz
Yarım demet dereotu
Sıvı yağ
Tuz

Öncelikle tenceremize hiçbir şey koymadan grechkaları kuru kuru yaklaşık 10-15 dakika kavuruyoruz. Kavrulan grechkaları bir tabağa alıp kenara koyuyoruz.

Tenceremize yağımızı koyup ısınmasını bekliyoruz. Bu pilav yağı kaldırabildiği için yağı normalden biraz daha fazla koymanızı tavsiye ederim. Isınan yağın içine etlerimizi atıp orta ateşte kavuruyoruz. Etlerimiz kavrulunca içine doğradığımız soğanı da ilave edip kavurmaya devam ediyoruz.

Soğanlar yumuşayınca ayıklayıp, doğradığımız dereotu ve maydanozu da ekleyip karıştırıyoruz. Daha sonra üzerine suyumuzu ve tuzumuzu koyup kaynamaya bırakıyoruz.

Suyumuz kaynayınca grechkaları ekleyip karıştırıyor ve tencerenin kapağını kapatıyoruz. 2-3 dakika yüksek ateşte kaynadıktan sonra altını kısıp aynı pilav yapar gibi suyunu çekmesini bekliyoruz. Suyunu çekince pilavımızı karıştırıp dinlenmeye bırakıyoruz.

Gerçekten çok lezzetli ve doyurucu bu lezzeti denemenizi öneririm.

Afiyetle...


28 Mayıs 2012 Pazartesi

Çiğ Börek

Herkese merhaba...

Bu gün sizlere çiğ börek tarifi vermek istiyorum. Çiğ böreği sanırım herkes farklı yapıyor. Kimi süt koyuyor, kimi yoğurt, sirke, limon, kabartma tozu :)) Herkesin tarifi farklı. Buyrun benim tarife :)


Malzemeler (7 parça için)

300 gr un
2 yemek kaşığı yoğurt
6-7 yemek kaşığı su
1 yumurta
1 çay kaşığı karbonat
Tuz

İçi için;
150 gr kıyma
1 adet soğan
1 tatlı kaşığı salça
Tuz
Karabiber
Su

Hamur için olan tüm malzemeyi karıştırıp hamurumuzu yapıyoruz. Rahat açabilmek için yarım saat dinlendiriyoruz.

Bu sırada soğanı minik minik doğrayıp kıyma ve tuzla karıştırıyoruz. Hazır olan harcımıza sürülebilecek kıvama gelene kadar su katıyoruz.

Dinlenen hamurumuzu 7 bezeye bölüp teker teker açıyoruz. Açtığımız parçanın içine yarısına kıymalı harçtan sürüp, yarım daire şeklinde kapatıyoruz. Kenarlarını hamur kesme aleti veya bir tabak yardımıyla düzelterek kesiyoruz.

Derin bir tavada kızdırdığımız ayçiçek yağında, orta ateşte her iki tarafı da kızarana kadar pişiriyoruz. Bu arada hamuru kestikten sonra artan şeritleri de kızartıp, kıtır kıtır yiyebilirsiniz.

Afiyetle...




24 Mayıs 2012 Perşembe

Bademli Krem Şokola

Herkese merhaba...

Bu gün sizlere geçenlerde Sahrap Soysal'da görüp denediğim hafif bir tatlı tarifim var.


Malzemeler

3 yemek kaşığı buğday nişastası
3 yemek kaşığı pirinç unu
3 yemek kaşığı kakao
1 paket vanilya
1 su bardağı toz şeker
1 litre süt
2 adet yumurta
Yarım su bardağı çekilmiş badem
50 gr margarin

Orta boy bir tencerenin içine yumurtaları kırıp üzerine şekeri ekliyor ve bir tel çırpıcıyla karıştırıyoruz. Daha sonra üzerine vanilya, nişasta, pirinç unu ve kakaoyu da ekliyoruz. Son olarak sütü yavaş yavaş eklerken karıştırmaya da devam ediyoruz.

Tüm malzeme iyice karışınca tenceremizi orta ısılı ateşe alıp tel çırpıcıyla devamlı karıştırarak pişiriyoruz. Kaynadıktan bir dakika sonra ocaktan alıp, hala sıcakken içine margarin ve bademlerimizi ekliyoruz. Son olarak mikserle 5 dakika çırpıyoruz.

Kek kalıbımızı ıslatıp ılık hale gelen krem şokolamızı içine döküyoruz. Buz dolabında 1 gün beklettikten sonra kalıptan çıkarıp üzerini süslüyoruz.

Hem hafif, hem de çok lezzetli bu tatlıyı denemenizi tavsiye ederim.

Afiyetle...

21 Mayıs 2012 Pazartesi

Zeytinli Poğaça

Herkese merhaba...

Benim minik oğlum zeytinli poğaça diyince deli oluyor :) Geçen gün onun için bol zeytinli, kıyır kıyır bir poğaça yaptım. Buyrun tarifi :)


Malzemeler (12 adet)

2,5 bardak un
1 yumurta
Yarım tatlı kaşığı tuz
1 çorba kaşığı şeker
1 tatlı kaşığı kuru maya
150 gram yumuşak margarin
Çeyrek su bardak soğuk su

İçi için:
Çekirdeksiz siyah zeytin

Üzeri için:
1 yumurta sarısı
Yarım çay kaşığı toz şeker

Bir karıştırma kabına unu, tuzu, şekeri  ve mayayı koyup karıştırıyoruz. Suyu, yağı ve yumurtayı da ilave ettikten sonra yoğuruyoruz. Hazır olan hamurumuzun üzerini bir bezle kapatıp 1 saat dinlendiriyoruz.

Dinlenen hamurumuzu bir kez daha yoğurup 12 eşit parçaya ayırıyoruz. Her parçayı elimizle hafifçe bastırarak yuvarlak hale getirip içine zeytinlerimizi koyuyoruz. Ben zeytinli yaptığım için hamurları sıkı sıkı kapatmadım. Pişince aradan zeytinler gözüksün istedim. Ama peynir gibi akıcı bir iç malzeme kullanacaksanız iyice kapatmanız gerekir.

Hazır olan poğaçalarımızı pişirme kağıdı serilmiş tepsimize diziyoruz. Üstlerine çırpılmış yumurta sarısı ve şeker karışımından sürüp önceden 180 derece ısıtılmış fırında üstleri kızarana kadar yaklaşık 20 dakika pişiriyoruz.

Afiyetle...





17 Mayıs 2012 Perşembe

Kağıtta Pastırma

Herkese merhaba...

Bu pastırmayı gerçekten bir yiyen pişman bir de yemeyen :) Tatil günlerinin yiyeceği sanırım :) Bu gün vereceğim tarif hem çok hızlı, hemde lezzetli.


Malzemeler

Pastırma
Domates
Yeşil biber
Tereyağı

Bu tarifte miktar vermiyorum. Bu tamamen sizin damak tadınıza kalmış.

Öncelikle tezgaha fırın kağıdı seriyoruz. Kağıdın üzerine ilk sıra olarak pastırmaları diziyoruz. Daha sonra üstlerine domates ve biber diziyoruz. En üst kata ise yine pastırma diziyoruz. Son olarak ufak bir parça tereyağını ortaya koyuyoruz.



Önce kağıdı resimdeki gibi kapatıyoruz. Daha sonra aynı şekilde aliminyum folyoya sarıyoruz.



Tost makinesinde 5-10 dakika pişiryoruz ve sıcakken servis yapıyoruz.

Afiyetle...


10 Mayıs 2012 Perşembe

Pekmezli Su Muhallebisi

Herkese merhaba...

Bu gün size sütlü bir tatlım var. Havalar ısındıkça hafif tatlar sanırım daha çok tercih ediliyor :)


Malzemeler

9 su bardağı süt
Yarım su bardağı toz şeker
1 çay kaşığı tuz
1,5 su bardağı buğday nişastası
1 su bardağı soğuk su

Üzeri için;
Pekmez

Bir tencereye süt, şeker ve tuzu koyup orta ateşte kaynamaya bırakıyoruz. Başka bir karıştırma kabında buğday nişastası ve suyu tel çırpıcıyla iyice karıştırıyoruz.

Süt kaynamaya başlayınca ezilen nişastayı bir taraftan devamlı çırparak süte ekliyoruz. Kısık ateşte muhallebimiz kıvama gelene kadar karıştırarak pişiriyoruz.

Muhallebimiz ılıyınca kaplara koyup soğuyana kadar  buzdolabına kaldırıyoruz.

Servis yapmadan önce üzerini pekmez ve meyvelerle süsleyin. Dilerseniz pekmez yerine pudra şekeri veya çikolata sos da koyabilirsiniz.

Afiyetle...

8 Mayıs 2012 Salı

Damla Çikolatalı Bisküvi

Herkese merhaba..

Tadı çikolata severler için harika bir bisküvim var sizlere.



Malzemeler

100 gr tereyağı
100 gr toz şeker
1 paket vanilya
1 adet yumurta
175 gr un
Yarım çay kaşığı kabartma tozu
1 tutam tuz
250 gr damla çikolata

Önceden oda sıcaklığına gelmiş tereyağını, yumurtayı ve şekeri köpürünceye kadar çırpıyoruz. Başka bir karıştırma kabında un, tuz, vanilya ve kabartma tozunu karıştırıp yağ ve yumurtalı karışıma ekliyoruz. Bu karışımın içine damla çikolatayı da ekleyip iyice karıştırıyoruz.

Pişirme kağıdı serdiğimiz tepsiye hamurdan parçalar alıp bisküvilerimizi koyuyoruz. Önceden 160 derecede ısıtılmış fırında yaklaşık 15-20 dakika pişiriyoruz.

Afiyetle...

4 Mayıs 2012 Cuma

Tarçınlı Kurabiye

Herkese merhaba...

Geçen hafta sonu arkadaşlarım bana gelmişlerdi. Hamur işleri konusunda çok başaralı olan arkadaşım Filiz bu nefis kurabiyeleri getirmiş. Çay ve kahvenin yanında nefis olduğu gibi, bağımlılık da yapıyor galiba :) Bir tane yiyim diye ağzınıza atıyorsunuz sonra bir bakmışınız tabağın yarısı bitmiş :)) Mutlaka denemenizi tavsiye ederim.


Malzemeler

1 paket margarin
4 yemek kaşığı pudra şekeri
1 çay kaşığı toz tarçın
1 paket vanilya
1 avuç öğütülmüş ceviz veya fındık
Aldığı kadar un

Üzeri için;
Toz tarçın
Pudra şekeri

Üzeri için olan malzemeler hariç tüm malzemeleri bir karıştırma kabında karıştırıp yumuşak bir hamur elde ediyoruz. Daha sonra kurabiye kalıplarıyla hamurumuzu kesiyor ve pişirme kağıdı serdiğimiz fırın tepsimize diziyoruz. Önceden 180 derecede ısıtılmış fırında pişiriyoruz.

Kurabiyelerimiz fırından çıkar çıkmaz, hala sıcakken üzerlerine tarçın ve pudra şekeri karışımından eleyerek döküyoruz.

Hem kolay, hem de çok lezzetli bu kurabiyelere bayılacaksınız :)

Afiyetle...

30 Nisan 2012 Pazartesi

Çilekli Yoğurtlu Cup

Herkese Merhaba..

Bu gün sizlere yaz aylarına yakışır bir tatlım var. Hem çok hafif, hemde harika bir serinletici. Yazın çok yoğun tatlı yiyemem diyenler için birebir. Mutlaka denemenizi öneririm.
Malzemeler ( 4 cup için)

250 gr çilek
2 yemek kaşığı toz şeker
300 gr yoğurt
100 gr labne peyniri
1 paket vanilya
1 adet limon kabuğu rendesi
1 yemek kaşığı bal

Öncelikle yoğurdu süzülmesi için bir süzgece koyup 1 saat bekletiyoruz. Süzme yoğurt kullansak olmaz mı diyenleri duyar gibiyim :) Süzme yoğurt daha ekşi olduğu için istediğimiz tadı alamayız.

Yoğurdumuz süzülürken diğer bir tarafta çilekleri blanderda ezip bir tencereye alıyoruz. Üzerlerine toz şeker ekleyip orta ateşte pişiriyoruz. Kaynamaya başladıktan sonra 4-5 dakika daha pişirip soğumaya bırakıyoruz.

Süzülen yoğurdumuzu bir karıştırma kabına alıp çırpıyoruz. Üzerine labne peyniri, vanilya, limon kabuğu rendesi ve balı ekleyip tamamen karışana kadar tekrar çırpıyoruz.

Servis yapacağımız cupun içine önce çilek sosumuzu, daha sonra da yoğurtlu karışımımızı koyuyoruz. Dilerseniz üzerini çilek taneleriyle süsleyebilirsiniz. Buzdolabında soğuduktan sonra servis yapabilirsiniz.

Afiyetle...

26 Nisan 2012 Perşembe

Patatesli Rulo Börek

Herkese merhaba...

Bu böreği geçen hafta kahvaltıya gittiğim arkadaşım Zülfiye'de yedim. Yemek ne kelime kendimi zor durdurdum :) Nefis bir şey! Ve bende hemen denedim. Evdekiler bayıldı. Fırından çıkınca sıcak demeden yana yana yediler :)))


Malzemeler

3 adet yufka
1 kg patates
1 çay bardağı sıvı yağ
1 çay bardağı süt
Tuz
Karabiber

Üzeri için;
2 yumurta sarısı
1 fincan zeytin yağı
2 su bardağı rendelenmiş kaşar peyniri

Öncelikle patateslerimizi haşlıyoruz. Sonra aynı püre yapar gibi içine yağ, süt, tuz ve karabiber koyup eziyoruz.

Yufkanın birini tezgaha seriyoruz. Üzerine patates püremizin 1/3'ini kaşığın tersiyle incecik sürüyoruz. Patates püresinin içine yağ ve süt koyduğumuz için ayrıca yufkalara bir şey sürmenize gerek yok. Daha sonra ikinci yufkayı da üzerine serip yine patates püresinden sürüyoruz. Son olarak üçüncü yufkayı serip kalan püreyi de üzerine sürüyoruz.

Yufkanın sağ ve sol kenarında 3-4 cm'lik kısmı kesip resimdeki gibi ortasına koyuyoruz. Çok sıkmadan rulo yapıyoruz.


Bu tarz börekler genelde dolapta bekletilir ama bunu bekletmiyoruz. Resimdeki gibi birer parmak kalınlığında dilimliyoruz. Dilimleri yağlı kağıt serilmiş tepsiye dizip üzerlerine yumurta sarısı ve zeytin yağını karıştırıp bir fırça yardımıyla sürüyoruz. Önceden 180 derecede ısınmış fırında üzerleri kızarana kadar pişiriyoruz.



Üzerleri kızaran böreklerimizi fırından kısa bir süreliğine çıkarıp üstlerine rendelenmiş kaşar koyuyoruz.  Börekleri tekrar fırına atıp kaşarlar eriyip, biraz da kızarana kadar pişirmeye devam ediyoruz. Kaşarlarda kızarınca böreğiniz servise hazır. Sıcak sıcak hemen yemenizi tavsiye ederim :)



Afiyetle...

24 Nisan 2012 Salı

Kırmızı Et Marinasyonu -1-

Herkese merhaba...

Bugün sizlere her kırmızı et için kullanabileceğiniz standart bir marinasyondan bahsetmek istiyorum. Güzel bir akşam yemeği için aldığınız etinizin sert olmasından çekiniyorsanız biraz sonra anlatacaklarımı uygulamanızı öneririm. Ayrıca marinasyon ete hoş bir tat da katacağından yerken çok beğeneceğinizi düşünüyorum.

Öncelikle söylemeliyim ki eğer kasap veya marketinizden antrikot gibi parça et aldığınızda kesinlikle dövdürmeyin ve eve gelince kolaylıkla yapabileceğiniz bu marinasyonu uygulayın.

Ben marinasyonu antrikota yaptım ama bu tarifi her türlü kırmızı et için kullanabilirsiniz.


Malzemeler

500 gr dana antrikot
1 diş sarımsak
1 çay bardağı zeytin yağı
1 adet soğanın suyu
1 bardak süt
1 çay kaşığı karabiber
1 tatlı kaşığı kekik
1 dal taze biberiye

Not: Baharatlar tamamen isteğinize kalmıştır. İsterseniz hiç kullanmayabileceğiniz gibi, eğer baharatlardan hoşlanıyorsanız miktarını zevkinize göre ayarlayabilirsiniz.

Rondo da sarımsak ve soğanı iyice suyu çıkana kadar çekin. Yayvan ve derin bir kaba bu karışımı ve diğer tüm malzemeleri koyun. Etinizi malzemeye bulayın ve karışımın içine yatırıp kabınızın üzerini streçleyin. Bu şekilde buzdolabında etin sertliğine göre 2 saat ila 1 gün arasında marinasyona bırakın.


Etinizi pişirmeden en az 1- 1,5 saat önce buzdolabından çıkarın. Çünkü et pişmeden önce oda sıcaklığına gelmeli.

Eti pişirmekte marinasyon kadar önemli bir adım. Eti pişireceğiniz tavanızı yüksek ateşte iyice ısıtın. Daha sonra etlerinizin her iki tarafını da riviera zeytin yağı ile yağlayın. Riviera zeytin yağı kullanmamızın amacı sızma zeytin yağına göre yanma ısısının çok daha yüksek olması.

Yüksek ateşte ısıttığınız tavaya etleri koyduğunuzda çok sıkışık olmamalarına özen gösterin. Çünkü ne kadar çok et koyarsanız bir anda tavanın ısısı da o kadar düşecektir.

Etlerimizin her iki tarafını da yüksek ateşte birer dakika pişiriyoruz. Bu işleme mühürleme deniyor. Mühürlemenin amacı etin suyunun içinde kalmasını ve bu sayede yumuşak olmasını sağlamak. Her pişirmede mutlaka su kaybı olur ama bunu en aza indirebilirsek etimizde o denli lezzetli olacaktır.

Mühürleme işlemi bittikten sonra etinizi nasıl pişmiş seviyorsanız ona göre pişirin. Bu esnada tavanın ateşini düşürebilirsiniz. Ama unutmayın ki ne kadar çok pişerse suyunu o kadar çok kaybeder. Buda lezzet ve yumuşaklık kaybına eşittir.

Son olarak etleriniz piştikten sonra tavada kalan yağın içine ince ince halka doğranmış soğan atarak ve birazda tuz serperek kısa bir süre o soğanları kavurmanızı öneririm. Muhteşem bir garnitür olacak, tadına inanamayacaksınız :)
Afiyetle...

23 Nisan 2012 Pazartesi

23 Nisan

Başta çocukların olmak üzere herkesin 23Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını kutlarım!


20 Nisan 2012 Cuma

Çilekli Pasta

Herkese merhaba...

Havaların ısınmasıyla birlikte en sevdiğim meyvelerden biri olan çilek de çıktı :) Hem tadı, hem de sayısız faydalarıyla çoğumuzun sevdiği bu meyveden sizlere kolay ve lezzetli bir pasta tarifim var.


Malzemeler

Yarım kilo çilek
Pandispanya keki

Krema için;
2 su bardağı süt
1 su bardağı şeker
2 adet yumurta sarısı
3 çorba kaşığı un
3 çorba kaşığı margarin
200 gr labne peyniri

Keki ıslatmak için;
Yarım su bardağı süt
2 yemek kaşığı pudra şekeri

Bir tencerede süt, un, şeker ve yumurta sarılarını çırpma teliyle karıştırarak muhallebi kıvamına gelene kadar pişiriyoruz. Kremamız piştikten sonra içine margarini ekleyip eriyene kadar karıştırıyoruz. Kremamız ılıyınca içine labne peynirini de ilave ediyoruz.

Ben bu tarifte hazır pandispanya keki kullandım. Ama eğer siz kendi kekinizi yapmak isterseniz buraya tıklayarak daha önce verdiğim Şeftali Kremalı Pasta tarifindeki pandispanya tarifini de hazırlayabilirsiniz.

Pandispanya kekimizin alt tabanını servis tabağına koyup süt ve pudra şekeri karışımıyla ıslatıyoruz. Kremamızdan kekimize sürüyoruz. Kremanın üzerine yarım santim kalınlığında dilimlediğimiz çilekleri diziyoruz. Daha sonra çileklerin üzerine de krema sürüyoruz.

Pandispanya kekinin üst kısmını da süt ve pudra şekeri karışımıyla ıslatıp kremanın üzerine kapatıyoruz. Kalan kremayı pastamızın üzerine ve yanlarına yayarak sürüyoruz. Çilekleri ortadan ikiye kesip pastamızın üzerine koyarak süslüyoruz.

Çocukların çok sevdiği, büyüklerinde hafif olduğu için tercih ettikleri bu kolay pastayı denemenizi öneririm.

Afiyetle...

17 Nisan 2012 Salı

Marine Edilmiş Kuru Domates

Herkese merhaba..

Bu gün sizlere özellikle akşam yemeklerinde masanızda servis edebileceğiniz hoş bir tarifim var.


Malzemeler

1 avuç kurutulmuş domates
1-2 diş sarımsak
1 tatlı kaşığı kekik
Zeytin yağı

Kurutulmuş domatesleri kaynayan suya atıp 3-5 dk kadar haşlayın. Daha sonra suyunu süzüp 10 dk dinlendirin.

Bu sırada bir kap içinde zeytin yağı, dövülmüş sarımsak ve kekiği karıştırın. Kullandığınız zeytin yağının kalitesi bu tarife direk yansıyor, zeytin yağınız ne kadar güzelse mezeniz de o kadar güzel oluyor.

Son olarak kurutulmuş domatesleri de zeytin yağlı karışıma ekleyin. Tatların birbirine iyice geçmesi için servis etmeden 1-2 saat önce yapmanızı tavsiye ederim.

Dilerseniz servis yaparken benim gibi içine biraz zeytin de koyabilirsiniz.

Afiyetle...

12 Nisan 2012 Perşembe

Özbek Pilavı

Herkese merhaba...

Bugün sizlere dünya mutfağından bir yemekle seslenmek istiyorum. Özbek pilavını tahmin ediyorum ki çoğunuz duymuşsunuzdur. Türkiye'de de bir çok restoran yapıyor ama şu ana kadar yediklerim kusura bakmasınlar onlarınki bildiğin etli pilav :)))

Buyrun sizlere gerçek Özbek pilavı, hemde Semerkant usulu. Hem de Özbek pilavı tenceresinde ve tabi ki kendi baharatıyla. Gerçek Özbek pilavı yemek isteyenler, buyrun :)


Malzemeler (3-4 kişilik)

250 gr yağlı kuşbaşı et
250 gr pirinç
250 gr havuç
1 adet soğan
1 avuç haşlanmış nohut
1 su bardağından biraz az ayçiçek yağı
Baharat karışımı: 1 çay kaşığı safran, yarım çay kaşığı kişniş, 1 yemek kaşığı siyah kuru üzüm
1 baş sarımsak
1 adet kuru kırmızı biber
Su
Tuz

Öncelikle derin bir tencereyi yüksek ateşte ısıtıyoruz. Bu tencerenin teflon olmaması gerekiyor. Hatta mümkünce alüminyum tencere kullanabilirsiniz. Özbek pilavının tenceresi döküm ve dibi yuvarlak olur. Oldukça yağlı bir yemek olduğu için yağ dipteki yuvarlak kısımda birikerek pilava eşit dağılabilir.


Tenceremiz ısınınca ayçiçek yağını koyuyoruz. Yağ miktarı gözünüze çok gelebilir ama bu yemek gerçekten oldukça yağlı yenen bir yemek. Koyduğumuz ayçiçek yağının içine de etlerin sadece yağ kısımlarını ayırıp ekliyoruz.

Yağımız ısındıktan sonra yarım ay şeklinde kesilmiş soğanlarımızı tencereye ekliyoruz. Bu pilavın sarı rengi safran ve soğandan geliyor, o yüzden soğanlar altın sarısı olana kadar pişiriyoruz. Derin yağda piştiği için kavurma değil kızartma gibi oluyor. Soğanlar rengini alınca etleri ekleyip harlı ateşte pişirmeye devam ediyoruz.

Daha sonra etlerin üzerine julyen doğranmış havuçları ekleyip onlarında biraz pişmesini bekliyoruz. Havuçlarda kızarınca üzerine haşlanmış nohut  ekliyoruz. Sonra üzerini 2 parmak geçecek kadar soğuk su koyuyoruz. Son olarak tuz ve baharatları ekliyoruz. Özbek pilavının baharatları aslında bir pakette karışık olarak satılıyor ama Türkiye'de bunu bulmak zor. İçeriği safran, kişniş ve kuru üzüm.


Su ekledikten sonra harlı ateşte kaynatıyoruz, kaynadıktan sonra altını iyice kısıp 45 dk 1 saat arası pişiriyoruz. Bu süre sonunda yıkanmış pirinçleri tenceremize her tarafa eşit gelecek şekilde yayarak koyuyoruz. Pirinci koyduktan sonra hiç karıştırmamak gerekiyor, bu pilavı pişirirken ilk başta kat kat olmalı.


Bir baş sarımsağı zedelemeden resimdeki gibi sadece dışındaki beyaz kabuğu soyarak hazırlayıp pirinçlerin ortasına yerleştiriyoruz. bir adet kurutulmuş kırmızı biberi de sarımsağın yanına koyuyoruz. Pilavımız pişerken suyunu devamlı kontrol etmemiz gerekiyor. Eğer suyu azalırsa kaynar su ekleyebilirsiniz.


Pirinçler pilav kadar pişmeden, hala hafif sertken pilavımızı karıştırıp, ortaya topluyoruz ve üzerine bir tabak kapatıp kapağını kapatıyoruz. Bu şekilde kısık ateşte 20 dakika dinlendiriyoruz. Bu süre pirincin miktarına göre uzayabilir. Karıştırma işlemini yaparken sarımsak ve biberi alıyor, karıştırdıktan sonra yine ortasına koyuyoruz.


Pilavımız dinlendikten sonra servise hazır. Bu yemeğin en önemli özelliğine gelince... Bu yemeği Özbekistan'da sadece erkekler yapıyor, kadın eli değdirmiyorlar :)) Dilerseniz sizde eşlerinize yaptırın. Hazır yemek gibisi yok ne de olsa :))

Afiyetle...

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...