24 Ağustos 2011 Çarşamba

Tuzda Tavuk


Bu tavuğu tuzda pişmesinden başka özel yapan marinesi. Dilerseniz sadece marine işlemini uygulayıp fırında her zamanki gibi de pişirebilirsiniz.



Malzemeler

1,5- 2 kg ağırlığında bütün tavuk

Marine için;
3 lt su
200 gr kaya tuzu
120 gr şeker
1 demet maydanozun sapı
2 adet defne yaprağı
1 baş sarımsak
1 adet kuru soğan
3 yemek kaşığı tane karabiber
2 adet limon

Tuzla kaplamak için;
1 adet yumurta
En az 2kg çekilmiş kaya tuzu
Su

Marineyi hazırlamak için, büyükçe bir tencereye suyu, tuzu, şekeri, maydanoz saplarını, defne yapraklarını, temizlenmiş şekilde diş diş sarımsağı, temizlenip ikiye bölünmüş soğanı, karabiberi ve ikiye kesip suyu sıkılmış limonları (suları ve kabuklarıyla beraber) koyup, bir taşım kaynatıyoruz. Kaynadıktan sonra altını kapatıp tamamen soğumasını bekliyoruz.

Marinemiz tamamen soğuduğunda kesinlikle dondurulmuş olmayan tavuğumuzu içine koyup tencerenin kapağını kapatıyoruz. Bu şekilde buz dolabında 10 saat beklemeli.



10 saat sonunda tavuğumuzu marineden çıkarıp (içini de) iyice yıkıyoruz. Daha sonra tavuğumuzu resimdeki gibi bir ızgaranın üzerine koyup tekrar buzdolabına, dinlenmesi ve süzülmesi için koyuyoruz. Tavuğumuz ızgaranın üzerinde buz dolabında 5 saat beklemeli.



5 saat sonunda dilerseniz tavuğu bu şekilde de pişirebilirsiniz.

Tuzla kaplama için, bir karıştırma kabında tuz ve yumurtayı harmanlıyoruz. Elimizle içine biraz su serpiyoruz. Fırın tepsisine pişirme kağıdını serip önce tabana iki parmak kalınlığında tuz koyuyoruz. Tavuğumuzu tuzun üzerine oturttuktan sonra üzerini de tamamen kapanacak şekilde bol tuzla örtüyoruz. Son olarak üzerine yine elimizle su serpiştiriyoruz.



200 derece fırında 2 saat süreyle tavuğumuzu pişiriyoruz. Fırından çıktığında tuz oldukça sertleşmiş oluyor. Bir çekiç yardımıyla dikkatlice tuzları kırıyoruz. Bu işlemi yavaş yapmak tavuğun içine tuz kaçmaması için önemli. Son olarak derisinin üzerinde kalan tuzları bir fırçayla süpürüyoruz.




Yumuşacık ve sulu tavuğunuz sonunda hazır :) Marinasyonun tadı ve tavuğun göğüs etinin bile sulu ve yumuşak olması bu kadar zahmete değiyor. Umarım denersiniz :)

Afiyetle...

22 Ağustos 2011 Pazartesi

Püre



Patates püresi böyle çok daha lezzetli! Buyrun patatesleri suda haşlayıp yapılan püreye çok sıkı bir rakip :)


Malzemeler

4-5 adet patates
Süt
Tereyağı
Tuz

Patatesleri soyup küp küp doğruyoruz. Küpler ne çok büyük ne de çok küçük olmamalı. Bir tencerenin içine patateslerimizi koyup, patateslerin uçları görünecek şekilde sütü üzerine ekliyoruz. Damak tadınıza göre istediğiniz kadar tereyağı ve tuzunu da ekleyip kapağını kapatıyoruz.

Dilerseniz içine biraz karabiber, kırmızı biber yada sebze tuzu da koyabilirsiniz. Kapağı kapalı bir şekilde önce kaynatıp sonra altını kısıyoruz. Patateslerimiz sütte pişerken ara sıra kontrol ediyoruz.

Patatesler yumuşadığında püre yapma aleti veya bir kaşık yardımı ile patatesleri eziyoruz. Bu sırada altı hala kısık ateşte yanıyor olmalı. Ezme işlemi bitince dibini tutturmadan bir kaç dakika daha püremizi pişiriyoruz. Gerçi ben bazen hafif dibini tutturuyorum çünkü o zaman tadına bayılıyorum :)

Yumuşak, mis gibi süt ve tereyağı kokan, çok çok lezzetli püreniz hazır. Sıcak sıcak servis yapın :)

Afiyetle...

19 Ağustos 2011 Cuma

Kadınbudu Köfte


 
Bu köfteye bayılırım :) Hatta ailecek çok severek yeriz. Yanında yeşil salata ve püreyle nefis olur :)


Malzemeler

400 gr kıyma
1 adet soğan
1 adet yumurta
3 yemek kaşığı pirinç
Tuz
Karabiber
Pul biber

Kızartmak için;
1 Kase un
2 Yumurta
Ayçiçek yağı

Öncelikle pirinçleri bir bardak su ile haşlıyoruz. Diğer tarafta soğanı rendeleyip kıymanın yarısı ile kavuruyoruz. Ve ikisini de soğumaya bırakıyoruz.

Bir karıştırma kabına kalan çiğ kıymayı, pişmiş kıymayı, pirinci, bir adet yumurtayı ve baharatlarını koyup yoğuruyoruz.

Eğer vaktiniz varsa 1-2 saat dolapta bekletin. Vaktiniz yoksa sertleşene kadar yaklaşık yarım saat buzluğa koyun.

Kızartmadan önce ayçiçek yağımızı geniş bir tavaya bir parmak kalınlığında döküp kızdırıyoruz. Köftelerimizden ceviz büyüklüğünde parçalar kopararak elimizde yassılaştırıyor ve önce una sonrada çırpılmış yumurtaya bulayıp kızgın yağımızda iki yüzünü de pişiriyoruz.

Afiyetle...

16 Ağustos 2011 Salı

Tarçınlı Havuçlu Cup Cake



Bu minik kekler tam gezmelik :) Arkadaşlarıma giderken çok tercih ettiğim bir tarif. Hem çok şıklar, hemde hediye götürdüğüm arkadaşlarım da, çocukları da çok seviyorlar.


Malzemeler

4 yumurta
1,5 su bardağı toz şeker
125 gr yumuşak margarin
2 su bardağı un
1,5 su bardağı rendelenmiş havuç
Yarım su bardağı dövülmüş ceviz
Yarım su bardağı kuru üzüm
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu
1,5 tatlı kaşığı tarçın

Üzeri için;
Bitter çikolata
Renkli şeker, hindistan cevizi, ince çekilmiş antep fıstığı, ince çekilmiş badem... (size kalmış)

Yumurta ve şekeri bir karıştırma kabında köpürene kadar çırpın. Diğer malzemeleri de ekleyip bir kaşık ile 2 dakika kadar havalandırarak karıştırın. Kek yaparken en önemli püf noktası çok karıştırmamak, homojen bir karışım elde etmek için mikser kullanmamakdır.

Kalıplara koyduğumuz kekimizi önceden ısıtılmış fırında 170 derecede 50 dakika pişirin. Bu karışımı büyük boy kek kalıbına da dökerek pişirebilirsiniz.

Keklerimiz piştikten sonra üstlerini süslemek için öncelikle çikolatamızı eritiyoruz. Bunun için bir tencerede su kaynatıp içine ısıya dayanıklı bir kap oturtuyoruz. Çikolatayı bu kaba koyup erimesini bekliyoruz.

Çikolata eriyince keklerimizi önce çikolataya sonrada diğer malzemelerden (şeker, hindistan cevizi, fıstık...) istediğimize buluyoruz.

Afiyetle...

12 Ağustos 2011 Cuma

Fava


Tarife geçmeden önce fava ile ilgili bir uyarım var. Bakla ve bakladan yapılan yiyecekler en fazla 2 gün içinde tüketilmeli ve çok yenmemelidir. Çünkü bakla çok hızlı bir şekilde insanı zehirleyebilir.


Malzemeler

1 su bardağı kuru bakla
1 adet soğan
Zeytinyağı
Tuz
Şeker
Dereotu

Baklaları bir gece önceden ıslatın. Ertesi gün düdüklü tencereye geceden ıslattığınız baklaları, dörde bölünmüş soğanı, zeytinyağı, tuz, biraz şeker ve 1,5 su bardağı su koyun. Düdüklü tencere ilk tısladığında düdüğünü kapatın, ikinci tısladığında da altını kısıp 20 dk pişirin.

Piştikten sonra malzemeler ezilebilecek kıvamda olmalı. Tüm malzemeyi ezip bir kalıba dökün ve buzdolabında soğutun.

Servis yapmadan önce üzerini dereotu ile süsleyin. Yanında zeytinyağı ve limon suyuyla servis yapın.

Afiyetle...

10 Ağustos 2011 Çarşamba

Manş Fasulyeli Bulgur Pilavı



Bu gün vereceğim tarif bulgur pilavına değişik bir tat katıyor. Denemenizi tavsiye ederim.


Malzemeler

1 su bardağı bulgur
1 çay bardağı manş fasulyesi
1,5 su bardağı domates suyu
1,5 su bardağı su
Tereyağı
Tuz

Manş fasulyesini ufak bir tencerede yumuşayana kadar kaynatın. Daha sonra süzgece alın.

Geniş bir tencereye yağımızı koyup eritiyoruz. Bulguru üzerine ekleyip biraz kavuruyoruz. Daha sonra manş fasulyesini, kaynayan suyu ve domates suyunu ekliyoruz. Son olarak tuzunu da koyup, karıştırıyoruz.

Tencerenin kapağını kapatıp iyice kaynayana kadar harlı ateşte, kaynadıktan sonra da kısık ateşte pişiriyoruz.

Pişerken pirinç pilavının aksine, sık olmamakla birlikte arada sırada kapağı açıp pilavı ezmeden kenarlardan merkeze doğru yavaşça karıştırıyoruz.

Pilavımız suyunu çekince üzerine bir mutfak bezi veya kağıt havlu koyup kapağını kapatın ve dinlenmeye bırakın.

Afiyetle...

5 Ağustos 2011 Cuma

Pirinçli Ton Balığı Salatası


Bu gün size vereceğim tarif Rus'ların. Farklı bir salata arayanlar için ideal :)


Malzemeler

1 çay bardağı pirinç
1 küçük kutu ton balığı
1 kutu konserve mısır
Dereotu
Mayonez
Ayçiçek yağı
Tuz

Pirinci yıkadıktan sonra ayçiçeği yağında sararana kadar kavuruyoruz. Sararan pirinçlerin üzerine 1 çay bardağı su koyup pişiriyoruz. Suyu koyarken pirinçler çok ısınmış olduğu için dikkat edin.

Bir karıştırma kabında pirinçleri, çatalla ezilmiş ton balığını, mısırı, ince kıyılmış dereotunu, mayonezi ve tuzunu koyup karıştırıyoruz.

Çok değişik bir salata veya meze olarak soğuk olarak servis yapabilirsiniz.

Afiyetle...


2 Ağustos 2011 Salı

Karnıyarık



Yazın en sevdiğim sebzelerden biri de patlıcan. Aslında küçükken nefret ederdim, hep dudağımı yakardı ama sonra bir gün rahmetli anneannem "bak benimki değişik bir dene" dedi. Çok severdim anneannemi, çok düşkündüm kıyamadım yedim. Aaaa... acı değil :) Meğerse işin sırrı aslında çok da basitmiş :) O gün bu gündür patlıcanı severek yerim.

Karnıyarığın tarifi aynıdır hep sanırım ama benim ki genel de çok beğenilir. Hani herkesin bazı yemekleri meşhurdur ya; işte benim de karnıyarığım :)

Malzemeler

5-6 adet patlıcan
150 gr kıyma
1 adet soğan
2 adet yeşil biber
2-3 diş sarımsak
2 adet domates
1 tatlı kaşığı salça
2 adet defne yaprağı
1 çay kaşığı kekik
Yarım çay kaşığı karabiber
1 çay kaşığı şeker
Tuz
Ayçiçek yağı

Öncelikle patlıcanları çizgi çizgi soyuyoruz. Bir kaba su, tuz ve limon suyu koyup patlıcanlarımızın acısı çıkana kadar yaklaşık 20-30 dk bu suda bekletiyoruz.

Geniş bir tavaya biraz yağ koyup yemeklik doğradığımız soğanlarımızı atıyoruz. Soğanların peşinden de ince doğradığımız biberleri ekliyoruz. Bu sırada tuz ve şekerimizi de atıp kavuruyoruz. Soğanlar yumuşayınca kıymamızı da koyup, kavurmaya devam ediyoruz.

Diğer tarafta rondoya domates, sarımsak, salça, defne ve baharatları koyup çekiyoruz. Hazırladığımız bu karışımı kıymalarımız kavrulunca üzerine ekliyoruz. Bu şekilde 10-15 dk kısık ateşte pişiriyoruz.

Acısı çıkan patlıcanlarımızı sudan alıp kağıt havlu ile iyice kuruluyoruz. Bir tavaya ayçiçek yağımızı bir parmak kalınlığına gelene kadar koyup, iyice kızdırıyoruz. Patlıcanlarımızın her tarafını yağda pembeleşinceye kadar kızartıyoruz.

Ben hiç denemedim ama annem karnıyarığı yağlı sevmediği için patlıcanları kızarttıktan sonra kaynayan suya atıp çıkartıyor. Böylece fazla yağı gitmiş oluyor.

Kızarttığımız patlıcanları yayvan bir tencereye diziyoruz. İki başında 2cm'lik yer kalacak şekilde boydan bıçakla kesiyoruz. Ama tencereye değen alt tarafını da kesmiyoruz. Sadece kendimize iç malzememizi doldurmak için bir yer açıyoruz. Bir maşa yardımıyla kestiğimiz yerleri açıp içine iç malzememizi dolduruyoruz.

Tenceremize 1 çay bardağı su koyup kapağını kapatıyoruz. İsterseniz bu şekilde gündüzden hazırlayıp, bekletebilirsiniz. Yemekten bir saat önce de pişirirsiniz. Ben genelde misafirime yaptığımda böyle yapıyorum. Hem pratik oluyor, hemde kızartma kokusu sabah yaptığım için evde kalmıyor.

Tenceremizi ocağa koyup altını açıyoruz. İçindeki su kaynayana kadar harlı ateşte, kaynadıktan sonrada en kısık ateşte pişiriyoruz. Karnıyarık uzun süre pişerse daha lezzetli olur. En az yarım saat ama bence bir saat kısık ateşte pişirin.

Karnıyarığın yanına pirinç pilavı ve cacıkla servis yapabilirsiniz.

Afiyetle...


LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...